Pencere yanındaki yatağım beni her sabah solumdan kalkmak zorunda bıraksa da günümün güzel geçmesi ümidiyle uyanıyorum yeni güne. Yine bir yaz günü. Açık pencereden içeri giren rüzgar perdeleri salladıkça, güneş ışığı içeri girecek bir delik buluyor. Yatağın ışık görmeyen tarafına doğru yuvarlanıyorum. Hala gözlerimden sadece biri hafifçe aralanmış durumda.

Güneş gözümü alıyor. Bugün neler yapmam gerektiğini hatırlamaya çalışıyorum. Doğru ya... Bugün bir buluşmam vardı. Kiminleydi acaba? Telefonuma bakmalıyım... Herşeyimi telefona yazıyorum. Bunu da yazmış olmalıyım. Telefonum nerde peki? Telefon uzanamayacağım bir yerde yine... Uyanınca bakarım... Uyanık değil miyim zaten?
Sinirlenip kafamı vuruyorum arkaya doğru. Ama başımın arkasında bir yumuşaklık var. Ne ki bu yumuşaklık? Yastık olabilir mi? Yere düşmemiş miydim ki ben? Yatağımda mıyım gerçekten? Ne ara geldim buraya ben? Hatırlamıyorum... Saat on falan olmalı. Biraz daha ayılmış gibiyim... Ama hala uykum var... Lütfen uyumama izin verin... Lütfen bir daha uyanmayayım...
2 yorum:
yazma tarzını çok beğendim..şarkıyı da öyle..hoş yahu..
sağol yahu.. :)
Yorum Gönder